indir_2_6_1

İç Anadolu Bölgemizin illerinden birinde milliyetçi, muhafazakar ve ülke dertlisi geçinen bir kesimle beraberdim. Onlara Diyarbakır’da yaşadığımı söyleyince anlatacaklarıma daha da bir dikkat kesildiler. Ben de  “kürtleri çok seviyorum” dedim ve bu minvalde Türk-Kürt kardeşliğini ve ortak paydalarımızı anlattım. Neden sonra birisi “Kürtleri seven birini de ilk defa görüyorum” demez mi!

Biz hepimiz bir ve beraberiz. Aynı yöne giden bir geminin içerisinde aynı kaderi paylaşıyoruz. Alt kattakiler akılsızca buradadan çıkacağız diye gemiyi delmeye çalışıyorlar. Aldırmadan geçeyim diyebilirmiyiz. (Adam aldırmada geç git, diyemem aldırırım. Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırm. Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu…) Onlar gemiyi delerse biz üsttekiler batmayacak mıyız?

Güzel Anadolumun doğusuyla batısıyla, kuzeyiyle güneyiyle görme fırsatını elde etmiş biri olarak şunu ifade etmeliyim ki “Muğla’da yaşayan bir CHP’li ile Diyarbakır’da oturan bir BDP’linin, Yozgat’taki MHP’linin ve Konya’daki AKP’linin birbirinden farkı olmadığı gibi Türk’ün Kürtten, Alevi’nin Sünni’den bir farkı ve bir üstünlüğü yoktur.” Aynı coğrafyada aynı acılarla aynı sevinçleri beraber yaşamış, ortak kültürü paylaşan ve temiz ecdadın torunları olan bizler  daha ne zaman ve daha ne kadar çok acılar yaşayınca bu gerçeğin farkına varacağız?