zerdust-kimdir

ZERDÜŞTİLİK (ZERDÜŞTLÜK)

Zerdüşt, M.Ö VI. yüzyılda İran’da yeni bir din kurmuş ve İran’a tek Tanrı inancını getirmiştir. Tanrı’nın adı Ahura Mazdah’tır. Zerdüşt, Ahura Mazdah tarafından görevlendirilmiş bir peygamberdir. O, ilk defa öbür dünya hayatından bahsetmiştir. Kötü güçlere kurban sunma ve içkili dini törenlere karşı çıkmıştır. Tanrıların kurbanlardan çıkan buğu ile beslendiği inancını değiştirmiş ve buna bağlı bir kurban anlayışını yasaklamıştır.

Zerdüşt, dünyada iyilik ve kötülüğün yaratıldığını, insanın, iyilik ve kötülüğü seçme hürriyetine sahip olduğunu beldirmiştir. Buna göre insanlar, yaptıklarından sorumlu tutulmuş ve iyilik tarafını tutması öğütlenmiştir.

Zerdüşt’ün ölümünden sonra, onun kurduğu din değişik yerlere yayılmış ve yeni şekiller almıştır. Bu yeni şekillerden biri de Mecusilik’tir. Mecusilik’te “ateş kültü” önem kazanmıştır. Müslümanlar İran’ı fethedince, eski inançlarından kopmayan Mecusiler Hindistan’a göç etmişlerdir. Hindistan’a gidenler, geldikleri yere nispetle, İranlı anlamında Parsi diye adlandırılmışlardır. Günümüzde Parsilik, monoteizm karakterlidir. Ayinlerin odak noktası olan ateş Parsilik’te sembol kabul edilmiştir. Parsiler, kendilerine has inanç ve geleneklerini devam ettirmektedirler.


resim

MANİHEİZM

İran’da ortaya çıkan ve bir dönem dünyada hızlı bir şekilde yayılan Maniheizm, M.S III. yüzyılda İranlı Mani tarafından kurulmuştur. Maniheizm aslında, Zerdüşt düalizmi, babil folkloru, budist ahlak ilkeleri ve Hıristiyan unsurların bir karışımından oluşmaktadır. Maniheizmin temel öğretisi iki ezeli ilkenin, yani ışık ile karanlığın veya iyilik ve kötülüğün çatışması üzerine kurulmuştur. Bu bakımdan Maniheizm, bir tür dini düalizm (ikicilik) olarak sınıflandırılmıştır. Asıl gelişimini doğduğu topraklar olan Mezopotamya, babil ve İran’da gerçekleştiren ve etkisini X. yüzyıldan sonralara kadar sürdürdüğü Türkistan, Kuzey Hindistan, batı Çin ve Tibet’e kadar yayılmayı başaran Maniheizm, Batı’da Kuzey Afrika, İspanya, Fransa, Kuzey İtalya ve Balkanlar’da bin yıl süreyle varlığını devam ettirmiştir. Taraftarlarına başıboş dolaşıp çalışmayı reddetmelerini ve sadaka ile geçimlerini buyuran bu din, pasif yapısı dolayısıyla diğer dinler karşısında tutunamamış ve tamamen ortadan kalkmıştır.