k_4 kitap_2 kitap1_2

Sevgili Okuyucum, Bu site öğrencilerim, akademisyen olmak isteyenler, dinlere, dinler tarihine ve tarihe ilgi duyanlar için kurulmuştur. Onlara rehber olabilecek birçok bilgi burada bulunmaktadır. Akademisyenliğe niyeti olanlara ise öncelikle “Akademisyen Olmak” adlı yazıyı okumalarını tavsiye ediyorum.

“Sevgili okuyucularım, arkadaşlarım ve örencilerim! Bu gün 5 Mayıs 2022 yaklaşık 1,5 yıldır aranızda değilim. Görünen o ki bu ayrılık bir süre daha sürecek. Ne öldüm ne tam yaşıyorum. Öte dünyanın kıyısında bitkisel hayattayım. Bir yanımda Mevlâna’nın “Bir yer var, iyiliğin ve kötülüğün ötesinde, sizinle orada buluşacağız (There exists a field, beyond all nations of right and wrong. I will meet you there.)” dediği mekan var. Diğer yanımda Çarmıh’taki: “Eli, eli lama samakhtani? (Tanrım, tanrım beni niye terk ettin?)” yakarışı var. Bu iki mekânın arasında sabırla, ümitle bekliyorum. Okumak, düşünmek için yeterli zamanım var, ancak hayat kısa. Latinlerin ifadesiyle “Sanat uzun hayat kısa (Ars longa, vita brevis!)” Enseyi karartmadan binbir çiçekli bahçe olan ülkemin ve dünyanın güzel bir geleceğe, barış içerisinde ulaşması için çalışmaya, eserler vermeye devam edeceğim inşallah. Beni merak edenler baba ocağımdan bana kolayca ulaşabilirler.

Bu dünyada ne (tam) saadet vardır, ne de bedbahtlık. yalnız en büyük ümitsizliği tadan kimsenin en büyük saadeti hissetmeye gücü yeter. Yaşamanın ne kadar güzel bir şey olduğunu anlayabilmek için ölümü istemiş olmak lazımdır. Öyleyse yaşayın, mutlu olun sevgili çocuklar ve Tanrı’nın insanlara geleceği açıklayacağı güne kadar, insan zekasının yalnız şu iki kelimede toplanacağını hiç bir zaman unutmayınız. Bekle ve Umut et. (Dumas, Monte Kristo Kontu, s. 598)”  

Sitede kitap okuma ve film tavsiye listeleri yenilendi. Ayrıca 1,5 yıl sonra gelen ilk köşe yazısı. Keyifli Okumalar.

 

“İlahi! Hamdini sözüme sertac ettim, zikrini kalbime mi’rac ettim, kitabını kendime minhac ettim. Ben yoktum var ettin, varlığından haberdar ettin, aşkınla gönlümü bi-karar ettin. İnayetine sığındım, kapına geldim, hidayetine sığındım lütfuna geldim, kulluk edemedim afvına geldim.

Şaşırtma beni, doğruyu söylet, neşeni duyur, hakikati öğret. Sen duyurmazsan ben duyamam, sen söyletmezsen ben söyleyemem, sen sevdirmezsen ben sevdiremem. Sevdir bize hep sevdiklerini, yerdir bize hep yerdiklerini, yar et bize erdirdiklerini. Sevdin habibini kainata sevdirdin; sevdin de hil’at-i risaleti giydirdin. Makam-ı İbrahim’den makam-ı Mahmud’a erdirdin. Server-i asfiya kıldın. Hatem-i enbiya kıldın. Muhammed Mustafa kıldın. Salat-ü selam, tahiyyat-ü ikram, her türlü ihtiram ona, onun al-ü ashab-u etbaına ya Rab!”                                        (Elmalılı Hamdi Yazır)

 

 

*** Öğrendim öğrettim bu işe aşık oldum…

Halimi merak eden olursa:

“Nefes almayınca değil, yazmayınca (faydalı olmayınca) ölmüşüm demektir.”

***

 

AYIN KONUSU

Hayat Üniversitesinde Karşılaştıklarımdan…

A-DİN ve TOPLUM

1-(Bazı) İnsanlar, Allah’ı kolayca aldata bilecekleri bir çocuk zannediyorlar, ama (al-da-nı-yor-lar)

2-(Bazı) Müslümanlar, iyilik yaparken Allah’a rüşvet vererek dünyalık işlerinin yolunda gitmesini amaçlıyorlar.

3-Akif ne de güzel özetlemiş: “Müslümanlık nerede bizden geçmiş insanlık bile…”. Nurettin Topçu ise bunu ayrıntılı söze dökmüştür. “Hizmetine ömrümü harcadığım memlekette, dostlarım kalmadı gibi bir şey. İnsanın düşkünlüğünü, sefaletini bilirdim ama ruh sefaletinin bu kadar karanlığını görmemiştim. İnsan diye emek verdiklerimin hemen hepsi de ruh ve mana mefhumuna yabancı, menfaat kölesi bir takım haşerelermiş. Ahlaksızlığın ummanı olan bu Şark’ı yaşadıkça tanıyorum. Burada insanı fenerle arayanlar yanılmamışlar. “Müslümanız diyen insan yığını’ yok mu? Onlar, Şark’ın en aşağı tabakasını teşkil ediyor. Yaşanan şekliyle Müslümanlık Şark’ı bitirmiş. Buraya artık ne ilim girer, ne ahlak; ne de Allah uzanır bunlara… Bunların önce her şeyi bırakıp, insanlık devrine girmeleri lazım…” (11 Nisan 1965 tarihli mektup) Bu değerlendirmeye kalıbımı basıyorum…

4-“Vay o namaz kılanların haline ki onlar kıldıkları namazdan gafildirler (Maun Suresi 4-5. ayetler)”. Bu ayet-i kerimeyi ilk okuduğumda ne anlama geldiğini pek idrak edememiştim. Şimdiki tefsirlerde geçtiği şekliyle “Namazı ciddiye almazlar”, “namaza önem vermezler” şeklinde düşünmüştüm. Ama yıllar geçtikçe bundan çok daha derin manalarının olduğunu öğrendim. Vay (o) namaz kılanların haline ki… (gösteriş olsun diye kılarlar, kılarlar ama her günahı da işlemekten geri kalmazlar, kılarlar ama…) 

5-Toplum bitmiş, haya sıyrılmış, ahlak erozyonu ve alev evlerin içini sarmış. Gözyaşımın sebebi budur.

6-Hoca değil misin toplumu düzelt diyorlar, ben ise şu hikaye ile cevap veriyorum;” Adamın birisi demiş ki: hz. Musa’nın İncil’inde geçen bir hadisine göre… burada hangisini düzelteyim? Hz. Musa’yı mı? İncil’i mi? Hadis’i mi?…” söyleyin bana hangisini… Kurumlar görevini yapmamış, birey yapmamış…

7-Toplum arasında dinden ziyade kültürün baskınlığı göze çarpıyor. Kültürel uygulamalar dini zannediliyor. Bir de Kuran’da da var dedin mi? ….al sana yeni islam/din. Yeni Dini Hareketler’in ortaya çıkmasının temel sebebi bu olsa gerek

8-Hased, gıybet, yalan, zina ve faiz alma/verme toplumun en büyük hastalıkları.

9-Gönüller yapan insanlar, bu toplumda ne kadar da azalmış/dışlanmış…

10-Halk arasında yanlış olarak kullanımı: “Her iyiliğin içinde bir kötülük, her kötülüğün içinde bir iyilik vardır”. Doğrusu; Bakara Suresi 216 (Olabilir ki siz, bir şeyden hoşlanmazsınız; oysa ki o sizin için bir hayırdır. Yine olabilir ki, siz bir şeyi seversiniz, oysaki o sizin için bir kötülüktür. Allah bilir, siz bilmezsiniz.)

11-Sağlam temeller üzerine inşa edilemeyen yuvaların yanı sıra zina, cinsel sapkınlık (eşcinsellik, kendi kızına/kardeşine tecavüz)… vb gibi günahlar hızla yaygınlaşmakta ve toplumun ölümü gerçekleşmektedir. “İntihar” konusunu araştıran bir akademisyenin ortaya koyduğu gibi

12-Öğrencilerim: “hocam bir insan 30-40 yıl günah işliyor ama karşılığı ebedi cehennem oluyor, bu adalet mi?” diye sorduklarında kitabi cevaplar verirdim. Bilmezdim bu insanların milyon insanın hakkına zevkle girdiklerini…

13-Peygamber efendimizin buyurduğu gibi “Zevkleri acılaştıran ölümü sık sık hatırlatın (Tirmizî, Zühd 4; Nesâî, Cenâiz 3; İbni Mâce, Zühd 31)” insanlara/müslümanlara, zira hiç ölmeyecek gibi, hiç hesaba çekilmeyecek gibi, hiç uyandırılmayacakmış gibi yaşıyorlar.

14-Mümin kimse Allah için yaşamadığında (diğer insanlara faydalı olmadığında, düşünmediğinde, üretmediğinde, merhamet etmediğinde) ölmüş demektir. Ben de faydalı olduğum (yazdığım) sürece yaşayacağımı bilerek hareket ediyorum.

15-Sahipsiz olmak/hissetmek mümin için en büyük acı … (Allah’ım herkesin var bir sahibi… kimsesiz kaldık ey kimsesizler kimsesi)

16-Milli Piyango’ya ne kadar “haram”, “kumar” , “günah” derseniz deyin toplum bunu Allah’ın bir hediyesi, kaderin cilvesi veya Şans olarak görüyor.

17-Ahir zamanda batmadığımız günah kalmadı; “zina, faiz, kumar,  yalan, haram yeme, gıybet, zulüm ve öldürme” (günahlar) çerez yemek gibi/kolay bir şekilde işleniyor, “Ne ağzımız ne kalbimiz temiz artık”… Allah’ın huzurunda işimiz/hesabımız çok zor.

18-İslam’ı Hıristiyan iken Müslüman olmuş (youtube’da videolar var) kişilerden dinliyorum, inanılmaz mutluluk duyuyorum. Size de tavsiye ederim; Avustralyalı genç, papaz iken Müslüman olan ve manastırda yetişen bu kişilerin hidayet yolculuğu… Kuran’ı bulmaları, inançlarını sorgulamaları, hayatın anlamı konusunda önemli ip uçları sunuyor izleyenlere.

19-İnsan, Allah’a küser mi küser…  Buna hakkı olup olmadığını tartışmıyorum. Bunun sebebi; hadiselerin onun istediği gibi değil Allah’ın istediği gibi meydana gelmesidir. Örneğin başımıza kötü bir hadise gelince (bizce kötü) malımızı/sevdiğimiz bir şeyi kaybedince bunu kabullenemez ve Allah’ım beni terk ettin, neden bu benim başıma geldi deriz, (imtihan dünyasında olduğumuzu unutarak) halbuki bunlar imtihanın bir parçasıdır. Bize zarar görünen Yaratıcı için fayda ve (en başta bizim için) Müslümanlığımızın kanıtıdır. Bir başka durum ise hadiselerin bizim keyfimize göre değil Allah’ın hikmetlerine göre meydana gelmesidir.

20-Gördüğüm o ki Batı’da adı gavur kendi (sıfatları/özellikleri) Müslüman önemli bir zümre oluşurken, bizde adı Müslüman kendi gavur (dinsiz) bir güruh var.

B-HAYAT

21-Ülke’de iş yaptırmak için anahtar kelime; “seni görürüm”.

22-İnsanlar sözlerine “yanlış anlama” diye başlıyorlarsa kesinlikle yanlış anlaşılacak sözler geliyor demektir.

23-Daha çok okudukça, öğrendikçe acınız katlanıyor. (Bildiğimi bilseydiniz çok ağlar az gülerdiniz, Hadis-i Şerif’i ruhumda)

24- Bu dünyaya bir eser (hoş sada) bırakmaya geldik. Tezek olmaya değil…

25-Eğer inançlı bir kişi iseniz şu ayeti aklınızdan hiç çıkarmayın ve ona göre plan yapın: “Ey mü’minler!) Yoksa sizden önce gelip geçenlerin hâli (sizin de) başınıza gelmeksizin (kolayca) Cennete gireceğinizi mi sandınız? Onlara öyle fakirlikler ve hastalıklar dokundu ve öyle (belâlarla) sarsıldılar ki, hattâ peygamber ve berâberindeki îmân edenler: ‘Allah’ın yardımı ne zaman!’ diyecek (hâle gelmiş)lerdi! Dikkat edin, şübhe yok ki Allah’ın yardımı yakındır (Bakara Suresi, 214. ayet)”.

26- Kendiniz zor durumda bile olsanız “sadaka” verin. “Ey iman edenler! Kazandıklarınızın iyilerinden ve yerden sizin için çıkardıklarımızdan Allah yolunda harcayın. Kendinizin göz yummadan alıcısı olmayacağınız bayağı şeyleri vermeye kalkışmayın ve bilin ki Allah, her bakımdan zengindir, övülmeye lâyıktır”… Bakara Suresi 267. Şuan karşımda yer alan çöp kutusundan 4 zümre insan geçiniyor (biri kağıtları, biri metali, biri şişeleri topluyor, biri işe yarar bir şey bulmak için kurcalıyor). Ama sadaka verirken unutmayın;

*-Sadaka sizi muhtaç hale getirmemeli, verebildiğiniz kadar verin. Ayette geçtiği şekliyle iyi maldan verin,

*-Kendi kazandığınızdan verin, birinden aldığınızı ötekine vermeyin

*-Minnet etmeyin, ettirmeyin,

*-Sadakayı verdiğiniz insan iyi biri olsun, verdiğiniz sadaka ile gidip günaha girmesin

*-Her ibadette olduğu gibi bunu yalnız Allah için yapın.

*-Sadakayı gizli, Zekatı açıktan verin.

27-İnsanlar köpekler misali… menfaati olmadıkça kuzu gibiler, ne zamanki ortaya bir kemik atıldı (menfaat) o zaman canavarlaşıyorlar. O zaman gerçek yüzlerini görüyorsunuz. Mevlana’nın talebeleri ile insan konusunda konuşmasında olduğu gibi…

28-Dostluk, diğergamlık, akrabalık, vefa, sözünde durma günümüz insanında ölmüş/kalmamış.

29-İnancınızı yaşarken türlü türlü imtihanlar yaşayacaksın, buna karşılık inanmayanlar ve inanıp inancının gereğini yapmayanlar, çakır keyf olacaklar. Bunu hazm edemeyeceksiniz. Hz. Musa gibi “‘Rabbimiz! Şübhe yok ki sen, Fir’avun’a ve ileri gelenlerine dünya hayâtında ziynet (şa’şaa) ve mallar verdin. Rabbimiz! Senin yolundan saptırsınlar diye (mi bunlara mal mülk verdin)? Rabbimiz! (Artık) onların (o azılı kâfirlerin) mallarını yok et ve kalblerini şiddetle sık, öyle ki, elemli azâbı görünceye kadar îmân etmesinler!(Ehl-i îmâna yaptıklarının cezâsını görsünler!)’ (Yunus Suresi 88. ayet).

30- En çetin imtihan günlerinde İnsanlar, işini kaybetmemek için her şeyini (ahiretini, eşini, evladını, sağlığını, huzurunu…) kaybetti.

31-Okumuş cahil yetiştirmek en büyük marifetimiz. Adamın tek marifeti ona giydirilen makam. Onu çıkardığında kıymetsiz bir parça. Bir Aydın’da karşılaştığım bir emniyet müdürü ile sohbetimden kalan…

32-Bir ülkede genelevin bekçisi, ömrünü ilme adamış bir akademisyenden başı dik gezebiliyorsa o ülke batmış demektir.

33-Mahalle’nin peze(m)engi ve tefecisi arabasına “Somuncu Baba” yazdırmış… Güleriz ağlanacak halimize

34- Hayatta sadece kötülük yok iyilik de var, hep acı yok mutluluk da var. Aşk da var. Gülmek de ağlamak da… Yarının Mimarlarına düşen; geceleri gündüzlere katmak, düştükleri yerden kalkmak ve hakkı ifa etmektir.

35- Bu hayatta insan kendine benzettiklerini (kendini bulduklarını) seviyor; aynı acıları yaşadığı, aynı şeylere gözyaşı döktüğü, aynı mutlulukları paylaştıklarını… Ancak her sevgi/aşk karşılıklı değil, takılıp kaldığınız, bakmaya doyamadığınız sevmeye kıyamadıklarınız başkalarının oyuncağı olmayı tercih edebiliyor. Sevdiği hiçbir şeyden vaz geçmemiş benim gibi insanlar bile “bana düşen güzel bir sabırdır (Yusuf Suresi 83)” diyebilmelidir. Hayat bu… kışı da var, baharı da, kimi zaman gelincik, kimi zaman gül, kimi zaman karanfil açar.

36- Coğrafya ve Tarih, Kaderiniz oluyor; heba edilen nice zaman, kişi ve değerimiz var.

37- Üzülmeyin/Küsmeyin namuslu olup mağdur olduysanız. Bu ülkede yaşamanın cilvesidir; Muhsin Yazıcıoğlu, Necip Fazıl, Osman Yüksel Serdengeçti, Sabahattin Ali, Nazım Hikmet… vb daha niceleri suçu olduğu için değil, farklı görüşleri sebebi ile ÇİLE çekmişlerdir. Ama bir gün gelmiş, halk onları hak ettikleri konuma getirmiş ve baş üstünde (öldükten sonra olsa da) gezdirmiştir. Er ya da geç bu olacaktır (İnşallah). 2017 yılında köyümde bayramlaşma yapılırken herkes benden kaçıyordu. 2018 de normal bayramlaştılar kaçanlar çok azdı. 2019 bayramında 60 yaşındaki insanlar bile ayağıma gelmeye başlamıştı. Ben yerimi ve duruşumu hiç değiştirmemiştim. Günahkârız Rabbim affetsin. Ama adamlığımızdan ödün vermedik. İnanıyorum önümüzdeki yıllarda bu halk bizi önüne katacak, başında taşıyacak ve temsilcisi yapacaktır.

38- Hayat yolculuğunuzda her karşılaştığınızı “kazanım” olarak heybenize doldurun. Biliyorsunuz bardak dolmadan taşmaz. Bir gün New York’da bir gün Çin Çin’in sokaklarında olabilirsiniz. Kimi zaman günde 1000 tl harcarsınız, kimi zaman ayda 1 lira bulamazsınız. Jack Ma’nın hayatını okuyun, Steve Jobs’ın Stanford Üniversitesindeki mezuniyet konuşmasını dinleyin. Hayat birbirinden kopuk dizelerden oluşmaz. “Günü geldiğinde” kazanımlarınızı dünyaya mal edin. Dünya ancak böyle değişecektir.

39- Umberto Eco’nun, kendisine ait 30 bin eserden oluşan kütüphanesi vardır. İtalya’da profesördür. İlk eseri; “Gülün Adı”nı 48 yaşında yayımlamıştır. Bu eser dünya üzerinde 30 milyon adet satılmıştır. 6 eser daha yazmıştır. Her eserini 6 şar yılda hazırlamıştır. Focult Sarkacı’nı hazırlaması ise 8 yıl sürmüştür. Emek, çalışma gayret olmadan iyi bir yazar olmak mümkün değildir. Bu hayatta insana gayretinin karşılığı vardır. 

40-

C-AHİRET

41-Cenneti Kazanmak Kolay Değil, bunun için malınızı, ömrünüzü ve canınızı vermeniz gerekecektir. “Allah müminlerden, mallarını ve canlarını, kendilerine (verilecek) cennet karşılığında satın almıştır. Çünkü onlar Allah yolunda savaşırlar, öldürürler, ölürler. (Bu), Tevrat’ta, İncil’de ve Kur’an’da Allah üzerine hak bir vaaddir. Allah’tan daha çok sözünü yerine getiren kim vardır! O halde O’nunla yapmış olduğunuz bu alış verişinizden dolayı sevinin. İşte bu, (gerçekten) büyük kazançtır (Tevbe Suresi 111. ayet)”. 

Abdullah bin Revaha, Akabe Biatı’nda: “Ey Allah’ın Rasulü, seni korumamız, malımızı Allah yolunda harcamamız, canımızla mücadele etmemiz karşılığında bize ne var?” diye sordu. Peygamber efendimiz: “Cennet” dedi. Mal ve can karşılığında Cennet, işte en kârlı ticaret. Az şey verip çok şey alma bu.

42-İnsanlar “malayani şeyler ile” ömrünü tüketiyor. En lüzumsuz şeyler için saatler harcanıyor. Örneğin 90 dakikalık bir maç 43200 dakika (1 ay) konuşuluyor. Bir apartman toplantısı 5 saat sürüyor… İnsan Allah, ahiret ve ebedi hayat içinse kılını kıpırdatmıyor.Hadis-i şeriflerde buyrulur ki: 
(Malayani şeyleri terk etmek, kişinin Müslümanlığının güzelliğindendir.) [Tirmizi]

43-Necip Fazıl’ın dediği gibi “divanesi ikimiz kaldık Allah yolunun…” 2 kişi bile kalsak divane olacak ve ahiretimiz için yaşamaya/yaşatmaya devam edeceğiz (inşallah).

44-Hz. Adem, Cenneti gördü (Cennette yaratıldı) ki neyi kaybettim neyi kazandım bilsin, sonra dünyaya gönderildi. İnsan peygamber de olsa şeytanın tuzağına düşebilir. Hz. Adem, ebedilik için bu günaha yeltendi. Bundan sonra Hz. Adem düşündü nasıl aklanırım, daraldı sonra tövbe ile felaha kavuştu. Allah ona nasıl dua (ve tövbe ) edeceğini öğretti. Ona isimleri öğrettiden kasıt, bu ağaç bu böcektir’den ziyade ‘öğrenmeyi (bilimi) öğretti’dir.

45-Meşhur hikayedir. Halk, Timur’un hediye ettiği file bakamaz olunca Nasrettin Hoca’ya gelip yardım isterler. Hoca kabul eder ama benimle gelirseniz giderim der. Zira Timur’un hiddeti dillere destandır. Neyse huzura varılır. Hoca bir bakar halk korkudan tabanları yağlamıştır. Hoca ne yapsın, yutkunmuş ve “Efendim halk gönderdiğiniz filden pek memnun ikincisini istiyorlar” der. Kıyamet günü Şeytan ve Avaneleri de insanı böyle yarı yolda bırakacaktır. Bakmayın size vesvese (gaz) verip günah deryasına daldırmalarına… 

434

Dinler Tarihi 1 ve 2 dersimiz için kullanacağımız kitaplar;

1. Abdurrahman KÜÇÜK-   Dinler Tarihi/ Berikan Yayınları.

2.Resul ÇATALBAŞ-   Radikal Reformistler/ Berikan Yayınları.

NOT: Kitaplar toplu halde yayınevinden alınabilir. Ayrıca aşağıdaki kitaplar kaynak eserlerimizdir.

3. Şinasi Gündüz (ed.), Yaşayan Dünya Dinleri, DİB Yayınları.

4. Mahmut Aydın, Anahatlarıyla Dinler Tarihi, Ensar Yayınları

5. Baki Adam (ed.), Dinler Tarihi, Grafiker Yayınları

6. Ekrem Sarıkçıoğlu, Başlangıçtan Günümüze Dinler Tarihi, Kardelen Kitapevi

7. Mary P. Fisher, Living Religions, Pearson Education

8. Lewis M. Hopfe-Mark R. Woodward, Religions of the World, Pearson Education

9. Warren Matthews, World Religions, Wadsworth.

10.