*Şüphesiz, inananlar (Müslümanlar) ile Yahudiler, Hıristiyanlar ve Sâbiîlerden(her bir grubun kendi şeriatında) “Allah’a ve ahiret gününe inanan ve salih ameller işleyenler için Rableri katında mükâfat vardır; onlar korkuya uğramayacaklar, mahzun da olmayacaklardır” (diye hükmedilmiştir). (Bakara 62).
Not: Bir yorum olarak İbn-i Kesir, buradaki Sabii’nin İslamiyet, Yahudilik ve Hırsitiyanlık dışında bulunan tüm din mensupları olduğunu söyler. (İbn-i Kesir, C. I, 72)
*De ki: “Ey ehl-i kitap! bizimle sizin aranızda eşit olan bir kelimeye gelin! Şöyle ki; Allah’tan başkasına ibadet etmeyelim, O’na hiçbir şeyi ortak koşmayalım ve Allah’ı bırakıp, birbirimizi rabler edinmeyelim” Buna rağmen yine de yüz çevirirlerse artık: “Şahid olun ki biz gerçekten Müslümanlarız” deyin! (Al-i İmran 64)
*(Ancak, Onların) hepsi bir değildir. Ehl-i Kitaptan (istikamet üzere) doğru olan bir topluluk vardır ki, gece saatlerinde Allah’ın ayetlerini okurlar ve onlar secde ederler (Al-i İmran 113)
*Şüphesiz ehl-i kitabdan öyle kimseler vardır ki, Allah’a, size indirilene (Kuran’a) ve kendilerine indirilene (Tevrat ve İncil’e), Allah’a gönülden bağlı kimseler olarak iman ederler; Allah’ın ayetlerini (karşılığında ne alsalar) az bir fiyata satmazlar. İşte onların Rableri katında mükafatları vardır. Muhakkak ki Allah, hesabı pek çabuk görendir (Al-i İmran 199)
*Bundan önce kendilerine kitap verdiğimiz o kimseler ki, onlar buna (Kuran’a da) iman ederler. Ve onlara (Kuran) okunduğu zaman: “(Biz) ona iman ettik; şüphesiz ki o, Rabbimizden (gelen) haktır; zaten biz ondan önce de Müslüman kimselerdik” derler. İşte onlara, (her iki kitaba da iman etmelerinden ve) sabretmelerinden dolayı mükafatları iki defa verilecektir ve (onlar) kötülüğü iylikle def ederler ve kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden (Allah yolunda) sarf ederler. Boş söz işittikleri zaman ise, ondan yüz çevirirler ve: “Bizim amellerimiz bize, sizin amelleriniz de sizedir; size selam olsun; (biz) cahilleri (arkadaş edinmek) istemeyiz” derler (Kasas 52-55)