Aklımın bir köşesi hep Roesia Ressort’ta olsa da bu memleketin yiğit evlatlarını unutmuş değilim. Onları unutmak; kendimi unutmak demektir. Musibetlere maruz kalmış sayısını bilemediğimiz nice kadın-erkek, helal süt emmiş namuslu insanlar var. Onlara teselli olarak ne yazabilirim derken; Peygamber efendimizin (sav) iltifatı aklıma geldi.
Peygamber efendimiz ashabı ile bir gün sohbet ederken; “Ah keşke bana doğru, havuza gelen kardeşlerimi bir görsem de, içlerinde şerbetler olan kaselerle onları karşılasam. Cennete girmeden önce, onlara (Kevser) havuzumdan içirsem.” Bu sözleri üzerine ashabı ona: “Ey Allah’ın Resulü biz senin kardeşlerin değil miyiz?” dediler.
O şöyle cevap verdi:“Sizler benim ashabımsınız (arkadaşlarımsınız). Benim kardeşlerim de beni görmedikleri hâlde bana inananlardır. Mutlaka ben Rabbimden sizinle ve beni görmeden iman edenlerle gözlerimi aydınlatmasını istedim.” (Ramûzu’l-Ehadis s. 361, 4460 hadis (Ebu Nuaym, İbn-i Ömer’den) Ayrıca bk. Hak Dini IV, 2731)
Bu hadisteki “kardeşlerim” iltifatı ahir zamanda yani peygamberimizden sonra gelen tüm Müslümanlar içindir. Buna mazhar olma ise sahabe gibi Allah’tan gelen her şeye onun için sabretmek ile elde edilir.
Sabır; günahlara girmemek için sabır, ibadetlere devam için sabır, gelen musibetlere sabır…. Musibetlerin sağanak yağmur gibi yağdığı bu günlerde sabır… Kula düşen isyan etmeden varlıkta da yoklukta da, makam sahibiyken de makamını kaybetmişken de, sağlıkta da sağlığını kaybettiğinde de, yani her hal üzere Allah’tan razı olmasıdır. Buna karşılık Allah kulundan razı olacaktır.
Bu hal de imanın bir derecesidir. Yani herkes bu seviyeye ulaşamayabilir. “Hoştur bana senden gelen: ya hilat ü yahut kefen, ya taze gül yahut diken, kahrın da hoş lutfun da hoş … Gelse celalinden cefa, Yahut cemalinden vefa, İkisi de cana safa: Kahrın da hoş, lutfun da hoş. (Yunus Emre)”
…..
Derdimiz teselli bulmak ise her şey bizim için bakın Barış Manço ne güzel ifade etmiş;
Benden Öte Senden Ziyade
Bu akşam yine garip bi hüzün çöktü üstüme
Hücrem soğuk, bir tek sen varsın düşlerimde
Demir kapı yine kapandı, ağır ağır üzerime
Kelepçeler yine vuruldu, kilit kilit yüreğime
Derin derin soluyorum seni gecelerce
Duvarlara kazıdım ismini her köşeye
Dudakların şeker gibiydi, baldan öte baldan ziyade
Pembe pembe yanakların, gülden öte gülden ziyade
Sabret gönül sabret, sakın isyan etme
Bir gün elbet bitecek bu çile, isyan etme
Dört kitaptan başlayalım istersen gel söze
Orda öyle bir isim var ki kuldan öte kuldan ziyade
Onu düşün ona sığın, o senden öte benden ziyade
Bir sabah elbet güneş de doğacak penceremde
Ama bil ki ateşin hala yanacak yüreğimde
Göz yaşlarım akıp gidecek, selden öte selden ziyade
Bir canım var vereceğim, baldan öte baldan ziyade
Sabret gönül sabret, sakın isyan etme
Birgün elbet bitecek bu çile, isyan etme
Dört kitaptan başlayalım istersen gel söze
Orda öyle bir isim var ki kuldan öte kuldan ziyade
Onu düşün ona sığın, o senden öte benden ziyade
Bir ben var ki benim içimde, benden öte benden ziyade
Bir sen var ki senin içinde, senden öte senden ziyade
Bir ben var ki benim içimde, benden öte benden ziyade
Bir sen var ki senin içinde, senden öte senden ziyade
Bir ben var ki benim içimde, benden öte benden ziyade